KÜLTÜREL DEĞERİMİZ : AYDIN BODUR
Bu bölümde Aydın Bodur’u anlatmak istiyorum lakin kelimelerin kifayet etmediği bir noktada takılı kaldım.
Söze nereden başlasam?
Bilemiyorum.
Aydın Bodur Dünyamıza farklı açılardan bakıyor sanırım
Bakmak ile Görmenin farkında olanlardan bu kesin fakat daha da önemlisi “Kalp Gözü” ile bakıp, görmeyi bilenlerden
Yetiştirdiği öğrencilerinde farkındalık oluşturduğu kanısındayım.
Neden mi ?
Eğitimin ötesinde yol gösteren , başarıya ulaşmak isteyenlere kılavuzluk yapan bir abi şefkati var onda.
Öğrencilerin Aydın öğretmenimize gösterdiği ilginin tarifini etmemim mümkünü yok.
Alucra halkının da sevgisini takdirini kazanmış olan Aydın Bodur’a gösterilen sevgi ve saygıya gözlerim ile tanık oldum
Ee Atalarımız ne demiş?
“Ne Verirsen Elinle, O Gelir Seninle”
Bulunduğu her ortamı adı gibi Aydınlığa kavuşturuyor desem yeridir.
Alucra ilçemizin kültürel değerlerini de sahiplenen özelliğini de göz ardı edemem.
Kendisi Usta Fotoğrafçılara taş çıkartır cinsinde çektiği fotoğraflar ile İlçemizin ve İlçemize bağlı bütün köylerinin doğal ve tarihi dokuları görselleyip ilçemizin tanıtımda katkıları olduğu gibi , Bu fotoğraflardan seçilmişleri “EYY” isimli şiir kitabına dahil etti.
25 Temmuz 2021 tarihinde Akyatak Yaylası Koruma ve Yaşatma Derneği, Alucra Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü, Karabörk Köyü Yerel Kültür Derneği, Fevzi Çakmak Köyü Güzelleştirme Derneği, Alucra Gençlik Derneği ve Alucra Spor Kulüpleri ile birlikte yürüyüş ve Şehitleri Anma Programını düzenlemiş. Yürüyüşe katılanlara Türk Bayrağı ve “Gâvur Dağlarına Yürüyoruz” baskılı Şapka ve Tişört dağıtımı yapılmıştı.
Unutmadan söyleyeyim…
Bu Şehitleri Anma Yürüyüşüne ben de katıldım.
Yerel ve Ulusal basında yankı oluşturan bu yürüyüş 1.Dünya Savaşı’nda Tirebolu-Refahiye hattında Ruslara geçit vermeyen son savunma hattı olduğunu hatırlatıp, ikinci Çanakkale olarak tarih kitaplarında yer alması ,Bölgenin tescillenip Şehitlik anıtı dikilmesi için girişimlerde bulunmuştu .
Aydın Bodur’un ilçede yapmış olduğu sosyal ve kültürel faaliyetler nedeniyle dönemin Alucra Kaymakamı sayın Hasan Hüseyin Uzan beyin Aydın Bodur’a Teşekkür belgesi verdiğini de hatırlatayım.
Aydın Bodur’u anlatmak için bir köşe yazısı yetmez
Bu yüzden köşe yazımı burada noktalıyorum.
Aydın Bodur beyin şiirlerinden bir demet ve Aydın Bodur Kimdir? sorusuna yanıt arayanlara vermiş olduğumuz açıklama köşe yazımın bitiminde.
Sağlıcakla kalın efendim
KÜLE DÖNDÜM EFENDİM
Firkatin nâra saldı her yanımda bin yangın,
Çare sun hicrânıma her telim şimdi kırgın,
Apansız bu gidişin peşine düştüm, yorgun,
Kor ateşlerde yandım küle döndüm Efendim.
Teli koptu gönlümün notalar âha düştü,
Dağıldı tüm besteler hepsi eyvâha düştü,
Ney’imiz kaldı elde o da segâha düştü,
Figânım içten içe, sele döndüm Efendim.
Hûû’ya varıp seherde sümbülün şivesinde,
Bağında yedi iklim renklerin neşvesinde,
Sefâda iken gönül, bülbülün işvesinde,
Yaprakları kurumuş güle döndüm Efendim.
Hangi dizin dibinde teskin olur yüreğim,
Hangi duada şimdi kabul görür dileğim,
Kayboldum söyleSen Eyy hangi yöne geleyim,
Yâr u yâren içinde ele döndüm Efendim.
Hangi ayağa varıp süreyim de yüzümü,
Hangi kapıda durup açayım kalp gözümü,
Huzurunda-n yoksun-um kime diyem sözümü,
Kurudu gönül bağım çöle döndüm Efendim.
Söndü kandilim âhir, karanlıkta kalayım,
Yâdellere düşmüşüm, ağyarla mı olayım,
Aşıp gideyim lakin hangi ufka varayım,
Dağ başında ıpıssız yele döndüm Efendim.
ÂŞİNÂYIZ EZELDEN
Âşinâyız Ezel’den yâr yâremi yar – da gör,
İster kasdet cânıMa, ister tutup sar da gör,
Bezm-i Âlem’de bildik yangının kıyâmını,
İster çağır bağına, ister yandır narda gör.
Bir fermâna bakar CAN, derdest edip darda gör,
İster al huzuruna, ister say ağyarda gör,
Firkatinden âzâde göreyim endâmını,
İster bastır bağrına, ister koy kenarda gör.
Bendeyim eşiğine, sırra sar esrarda gör,
İster bırak keyfime, istersen icbarda gör,
Ne gam sen ki sînemde, kesme-sen selâmını,
İster yâr yâre – mi yar, ister yokta varda gör.
HOŞ AVAZ KALSIN
Son yaprak da döküldü tüm baharlar adına,
Kışlardan kâr umanlar erdiler murâdına,
Şehirlerin kaderi yazılırken yâdına,
Bize sahte yaz kaldı, bir kuru ayaz kaldı,
Çekildi gitti herkes, Köroğlu Ayvaz kaldı.
Ekin, bİçin, savurun, ahiretlik arazi,
Anlık bir düş misali, Dünya hepten farazi,
Her harmana kurulur, Mîzan ki hak terazi,
Hele durun az kaldı, bize de niyaz kaldı,
Hakk katında cümleye son bir imtiyaz kaldı.
Hancı da bir yolcu da, gerçek ortada ayan,
Gidiş üç-beş metre bez, gelişimiz hep üryan,
Hem atlı hem de yayan, buyursun, ince beyan,
Kimine bir haz kaldı, kimine enkaz kaldı,
Hükümler kaderimiz, geriye infaz kaldı.
İnsan çün insan için, bazen kurttur bazen CAN,
Akıl izan yol alsın, yana-dursun tüm cihan,
Ozan sözü dağıtmış, der, hâsılı imtihan,
Geriye bir naz kaldı, teli kopuk saz kaldı,
İyilerden yâdigâr, şükür, hoş avaz kaldı.
BEZM-İ ELESTTEN BÂDE GETİRSİN
Gül rengini alır yangında her CAN,
SözüMüz Elest’ten bâde getirsin.
İpek mendil içre koynunda CANan,
Bir seher vaktine vâde getirsin.
Getirsin dildâra gazeller Bâkî,
Belâ’ya varmayan her sÖz âfâkî,
AğYar meclisinde boynunda sâkî,
Sek olsun, aşk şarabın sâde getirsin.
V A Z G E Ç T İ M
Bir sefer yazsınlar gönül iliMe,
Toplanıp gideyim Bir bildiğiMe,
Kelepçeler vurun naçar diliMe,
Sükûta yol verdim kaldan vazgeçtim,
Önceden sonradan haldan vazgeçtim.
Kefede bir ise dost ile ağyar,
Geride hesaba koyacak ne var,
Yaslamam sırtımı, yıkılır duvar,
Dağından belinden çaldan vazgeçtim,
Tutunmam, elinden, daldan, vazgeçtim.
En ulu baharın çeşnisi çiçek,
Güzellik tartmaya bulunmaz ölçek,
Minnetim yok gayrı, madem bu gerçek,
Binbir renk bir yana, aldan vazgeçtim,
Arıdan petekten baldan vazgeçtim.
Kimseye sözüM yok, göğCek nazarım,
Varsın yağmalansın fakir pazarım,
Dünyanın şanına meylim bozarım,
Giyimden kuşamdan şaldan vazgeçtim,
Varlıktan yokluktan maldan vazgeçtim.
Vazgeçtim bilinsin can u canandan,
Hasımdan hısımdan, incü mercandan,
YunusCa bir sözle; CANu Cinan’dan,
Üç metrelik bezden, saldan vazgeçtim,
Mezarımda taştan, baştan vazgeçtim.
B E Y O L D U
Beygire binende ahmağın şahı,
Adamlıktan önce süslü külahı,
Tüm ihtişamıyla dünya tamahı,
Yarım akıl, eksik izan bey oldu.
İlmen zannedersin darülfünunda,
Binbir hüner bilir kirli pulunda,
Arkadan bakınca gri donunda,
Cemaziyelevvel yazan bey oldu.
Rüzgar nerden esse o yanda kalır,
Papuçtaki tozu diliyle alır,
Adap erkan bilmez, bir yolun bulur,
Meclise düz dalan sazan bey oldu.
Her kapı önünde türlü hediye,
Sözüne yağ çalıp ‘büyüüme’ diye,
Dün sövdüklerine bugün methiye
Düzen – peşindeki ozan bey oldu.
Havanda su dövüp volta atacak,
Heriftir, toplumda caka satacak,
‘Ha’ desen aniden ödü kopacak,
Heybeti paçadan sızan bey oldu.
Hâsılı cümbüşte önde oynayan,
Havada çift dönüp meydan kollayan,
Daha dün donunu iple bağlayan,
Yakası sümüklü kızan bey oldu.
EYLEME N -İSYAN
ÖmrüMüz heP gurbet heP günbatımı,
Her rengi kendine şayan eyleme.
Mâmura çevirme harabatımı,
Eyy gönül – pınarı-n tuğyan eyleme.
Yolunda OLmayı eyleme tehir,
Sabrını yudumla olsa da zehir,
Bir derviş misali var şehir şehir,
Lakin meramını beyan eyleme.
Yangının harlayıp yakıp kavurma,
Mızrapın sallayıp her tele vurma,
Sar sakla sırrını saçıp savurma,
Dîlinden bilmeze üryan eyleme.
Akçedir payesi altından aslı,
Sükûta çekilip köşede yaslı,
Özünü açıp da dinle son faslı,
Her sÖzü söyleyip ziyan eyleme.
Derdi dîdârında eyleme zahir,
Her yürekte biraz bulunur kahir,
Toplanır dağılır tükenir ahir,
Omzunda her yüke isyan eyleme.
Olsun, kaderİnce yaşanır hayaT,
Her köle netice alır bir berat,
OL – makamda dur sen eyleme feryat,
Hâkk’ı hatırından nisyan eyleme.
Aydın Bodur Kimdir ?
1976 Alucra Karabörk doğumlu.
İlköğretimi köyünde, liseyi Alucra İmam Hatip Lisesi’nde okudu.
Üniversiteyi Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde bitirmekle beraber, Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümü ile Fotoğrafçılık ve Kameramanlık Bölümünü de bitirdi.
Yüksek Lisansına Cumhuriyet Üniversitesi’nde başladı lakin henüz bitirmedi. 2004 yılında Alucra İmam Hatip Lisesi’nde öğretmen olarak göreve başladı.
Daha sonraki yıllarda müdür yardımcılığı ve müdürlük görevlerinde bulundu. 2018 Eylülünde müdürlük görevini kendi isteği ile bırakarak öğretmenliğe devam etti.
Gerek öğretmenlik yaptığı dönemlerde, gerekse idarecilik yaptığı dönemlerde öğrencilerin üniversite kazanmaları için gayret etti, okulun başarılarında katkılarda bulundu.
Okulun her yıl yaptığı gezi ve organizasyonlarla öne çıkmasında katkıda bulunarak gençlerimizin 50 kişilik, 100 kişilik, 180 kişilik gruplar halinde 3 günlük, 5 günlük organizasyonlarla yurdumuzu gezmesini sağlamanın yanında Türkiye’nin dört bir yanında okuyan mezunu 110 öğrenciyi İstanbul’da toplayarak 3 günlük örnek bir organizasyon gerçekleştirdi.
Üniversite yıllarında çıkardığı DÖNÜŞ isimli şiir kitabına ilaveten 2017 Haziranında EYY ismiyle şiir ve fotoğraf kitabı çıkardı.
Yine Üniversite yıllarında arkadaşları ile çıkardığı DÖNÜŞ isimli dergiye ilaveten, görev yaptığı Alucra İmam Hatip Lisesi’nde öğretmen ve öğrencilerle, birkaç sayılık, SIRA’DAN isimli yerel bir dergi çıkardı.
Memleketinin güzelliklerini fotoğraflama gayretiyle doğa, şehir, insan gibi konularda fotoğraflar çekmekte olup, Alucra’da çektiği bir fotoğrafla DOKAP tarafından düzenlenen fotoğraf yarışmasında sergileme ödülü aldı.
Arkadaşları ile kurduğu Alucra Merkez Derneği vasıtasıyla Alucra’da güzellikler oluşturma gayretiyle çalışmalar yapmaktalar: İmza günleri; öğrenciye, küçük esnafa ve ihtiyaç sahiplerine ayni ve nakdi yardımlar; ramazan ayında ihtiyaç sahiplerine evlerine bırakmak kaydıyla iftar ve sahur yemekleri; kültürel video çekimleri vs. gibi faaliyetlerde bulunmaktalar. Ve yine köyünde, gurbetçi derneklerinden farklı olarak, başkanı olduğu Yerel Kültür Derneği vasıtasıyla arkadaşlarıyla çeşitli ilçemiz için faydalı işlerin altında imzası var.
Yerel gıdaların tanınması ve üretilmesi konusunda çalışmalar yaparken, yerel değerlerin kayıt altına alınması, tanınması ve sürdürülmesi için de arkadaşları ile çalışmalar yapmakta.
Gavur Dağlarındaki Birinci Dünya Savaşından kalma şehitliklerin, evlerin, mevzilerin tescillenmesi; yerel dilin sonraki nesillere aktarılması için yerel sözlük hazırladı.
Gazeteci – Yazar
Yavuz Kayacık
