Murat Dursun TOSUN

ALUCRA’DA HAN KÜLTÜRÜNÜN TARİHİ

ALUCRA’DA HAN KÜLTÜRÜNÜN TARİHİ

Alucrada Hancilik Tarihi Alucra, Alucra Gazetesi, Alucra Haberleri

Alucra’nın 1872’de merkez yapılarak gelişime açıldığı bilinse de Alucra için bunun çok öncesi bulunmaktadır. Ancak o zamanlarda Alucra adı geçse de nerede kurulu olduğu konusunda kayıt bulunmamaktadır. Bununla birlikte Alucra’dan bahseden tapu tahrir defterlerinin haricinde en eski tarihli ahkâm (şikâyet) kaydı Alucra’nın durum ve konumu hakkında bilgi vermektedir. Belgede ne denilmektedir, önce onu görüp sonra değerlendirmeye yeniden devam edelim.

3 (R) Rebiü’l-ahir Sene 973 (28 Ekim 1565) tarihli yazışmada: “Alucara demekle ma’ruf karye (bilinen köy), ümerâ-ı Akkoyunlu (Akkoyunlu beyleri) zamanından beri tarik-i âmm (herkesin geçmesine mahsus ana yol) üzerinde sakinler iken âyende ve revende (gelen giden yolcular) derencide olmakla karyelerinden göçüp ırak (uzak) yerlerde tavattun etmekle (başka yerlere yerleşmekle) yollar tenha kalıp kışın eyyamında (kış günlerinde) âyende ve revende (gelip geçenler) mengilgâh (konaklayacak yer) olmamakla gayet usret (sıkıntı) çekip ve yazın dahi hâli (boş) ve bi-yaban yer olmakla gutta’i-tarik olanlar (yol kesiciler) yolları set edip (kesip) âyende ve revendeye (gelip geçenlere) kulli müzayaka (çok sıkıntı, zorluk) verirler, gayet mahûf (korkulu, tehlikeli) yerler olub…” denilmekte ve bu şekilde devam etmektedir.

Yazının bu kadarı konumuz açısından yeterlidir. Buradan anlaşılan Alucra’nın kervanlar için ana yol olduğu ve kervanlar ve ulaklar tarafından yoğun olarak kullanıldığıdır. Zaten en yakın Şebinkarahisar ve Şiran’da menzilhane bulunmaktadır. Bu menzilhaneler ulaklar yani haberciler için bir anlamda han görevi görmektedir. Burada yemeğini yiyen, atını değiştiren ve işin aciliyetine göre gerektiğinde konaklayıp dinlenebilen ulaklar tekrar yoluna devam ederlerdi. Buralarda sivillere hizmet verilmezdi. Tamamen resmi devlet görevlileri için kurulmuş tesislerdi. Hanlar ise, şehirlerde, kasabalarda veya yolların geçit yerlerinde yolcuların konaklaması, kendilerinin ve hayvanlarının gecelemesi için yapılmış binadır.2 Tekrar yazıdaki ifadeye dönecek olur isek yolcuların Alucra güzergâhından geçerken konakladıkları ancak Akkoyunlu zamanında buraya yerleşmiş olanların eşkıyalar nedeniyle yerlerini terk ettiğinden konaklayacak yer bulamadıkları belirtilmektedir. Buradan net olarak anlaşılan yolcuların burada daha önce konaklama hizmeti aldıkları ve mevcut durumda bu imkânın oradan kalktığıdır. Bu hanlar kaç tane idi ve neredeydi tam olarak bilinmese de, bilinenleri de vardır. Örneğin Alucra’nın Şiran çıkışında sol taraftaki tepenin adı Han Tepesi’dir. Bu isim kadim bir mevkii adı olduğundan bir zamanlar burada han olduğu gayet açıktır. Bana göre bir diğer han Şebinkarahisar tarafından Alucra girişinde Şehitliğin üzerinde bulunan alanda da bir han olması muhtemeldir. Geçtiğimiz günlerde orada buluna çeşmeden su almaya gittiğimde çevreyi gezerken yerde temek kalıntılarının kazılarak açığa çıkarılmış olduğunu müşahede ettim. Tarihi bir film şeridi gibi ileri saracak olursak 1306 (1890) Yılı Sivas Vilayeti Karahisar-i Şarki Livası Salname Bilgilerindeki ifade şöyledir: “Livanın cihet-i şarkisinde vaki olup, merkez livaya yedi saattir. Bu kazada KARAÇAYIR denilen mahalle bin iki yüz seksen dokuz tarihinde (1873) bir hükümet konağı yapılıp merkez ittihaz olunmuş ve ittisaline (bitişiğine) iki han, iki kahve, iki bab etimekci (ekmekçi) fırını yapılmıştır.”

Alucrada Hancilik Tarihi2 Alucra, Alucra Gazetesi, Alucra Haberleri

EKŞİOĞLU GÜCÜK OSMAN’IN HAN BİNASI

Geçtiğimiz yıllarda 110 yaşında vefat etmiş olan Gücük Osman’ın oğlu Yılmaz Ekşi ile daha önce yapmış olduğum söyleşide anlattıkları da hancılık tarihi açısından önemli detaylar barındırmaktadır.

Y.E. : Henüz 5-6 yaşında idim ki 1946 olması lazım Köymenlerin şimdiki binasının bulunduğu yerin bir bölümünde olan yapıda hancılığa başladık. Bu binanın şimdi Arçelik bayisi olan kısmına denk gelen köşesinde de ortada büyük bir kubbesi olan ayrıca 7 küçük kubbesi olan Osmanlı tarzı bir hamam vardı. Müthiş bir eserdi hamamı Haytaoğlu Hüseyin işletmekteydi. Hamamın külhanına koca kütükleri atar su ısıtırlardı. Her neyse biz hancılık meselesine gelelim. O zamanın hanlarında öyle konfor yoktu. Han olarak kullandığımız binanın arka tarafına yani şimdiki Karaçayır Caddesi tarafına atlar bağlanırdı. Burada ranza şeklinde yatmaya yerler bulunur üzerlerine hasır serilirdi. Öyle yorgam falan yoktu. İnsanlar çarıkları çalınmasın diye başının altına yastık niyetine koyar yatarlardı. Sonra biz buradan çıktık Kabranların Mustafa’nın orada hancılık yapmaya başladık. Köymenlere ait olan yerdeki hamam ve diğer yapılar da yıkılarak mevcut bina yapıldı. Şimdi iki katlı olsa da eskiden 3 katlı idi bir katı yandı. Keşimbürlü Kabran Mustafa’nın binasının olduğu yer yakın zamanda satıldı ve buraya yeni bina yapıldı. Şimdi BİM Market’in olduğu bina. Bir ara Baha Kıvrak’ın (Baha Hoca) yerinde de hancılığa devam ettik. En son kendi evimizin olduğu yerde hancılığa devam ettik. Buranın alt katı ahır, üst katı yatma yeriydi. Hasır serilir insanlar yatardı. Köylerden gelen insanlar perişan halde olduklarından çok defa parasız kaldıkları da olurdu. Babam çok merhametliydi. Onların halini görünce ses etmezdi. Çorbasını dahi verirdik. 1965’de hancılık işi bitti.

Alucrada Hancilik Tarihi3 Alucra, Alucra Gazetesi, Alucra Haberleri

M.T. : Yılmaz abi katırcılık yaptığınız zamanlarda yollarda hanlar var mıydı?

Y.E. : Vardı. Şebinkarahisar’dan Alucra’ya gelirken ilk han Göreze’de idi. Balcana’da Arif Ağa’nın hanı vardı. Kemer köprünün olduğu yerde Gödük’ün hanı, şimdi Kutman pınarının olduğu yerde Ceviz’in hanı vardı. Birde Cıldırık’ın değirmeninin orada bir han vardı. Alucra’ya kadar da başka han yoktu.

Alucrada Hancilik Tarihi4 Alucra, Alucra Gazetesi, Alucra Haberleri

5 Alucra, Alucra Gazetesi, Alucra Haberleri

Anlaşılacağı üzere Alucra’da han kültürünün çok eskilere uzanan bir tarihi bulunmaktadır. Bu hanlar yüzyıllarca yolculara hizmet etmiştir. Erbaa’dan başlayarak Alucra’dan geçip ileriye devam eden bu ana yolun tarihteki adı İran Caddesi’dir. Hanlardan bahsetmişken Zaviye vakıflarından bahsetmeden geçmek olmaz. Zaviye vakıfları yapıları itibarıyla hanlarda kalamayan yolculara ücretsiz olarak Allah rızası için hizmet veren kurumlardır. Bunalar da sık kullanılan ara yollar dâhil yol üzerlerinde kurulu olup 3 güne kadar konaklama ve yedirip, içerme hatta hayvanlarının bakımına kadar imkân sağlanırdı. Bu zaviye vakıflarının finansmanı da kendilerine tahsis edilen arazilerin ekilip biçilmesinden elde edilen gelirlerden karşılanırdı. Bunların başında da mutlaka bir şeyh olurdu.

Bunlara ilaveten bazı köylerimizde her kabilenin misafir odası olurdu. Özellikle Cumartesi pazarına gelenler buralarda ağırlanır, yatırılır, yemeği verilir, hayvanları tımar edilirdi. Eski insanlar misafirsiz softaya oturmamaya çalışırdı. Misafirin bereket getirdiğine inanılırdı ki bu tecrübe edilmiş bir durumdur.

ALUCRA’DA HAN KÜLTÜRÜNÜN TARİHİ

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Alucra Gazetesi, Alucra, Alucra Son Dakika Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

BİZİ TAKİP EDİN, HABERLERİ İLK SİZ OKUYUN