Murat Dursun TOSUN

ALUCRA’DA BİR ANIT MEZAR, TABUR İMAMI EKŞİZADE HACI OSMAN NURİ EFENDİ

ALUCRA’DA BİR ANIT MEZAR, TABUR İMAMI EKŞİZADE HACI OSMAN NURİ EFENDİ

1 Alucra, Alucra Gazetesi, Alucra Haberleri

Alucra’da bir hayırsever tarafından anıt mezar inşa edilmektedir. Aslında Tabur İmamı Osman Nuri Efendi onun büyük dedesi olmaktadır. Başlıkta Tabur imamı diye kısaca belirttik ama Hacı Osman Nuri Efendi’nin hikâyesi bundan ibaret değildir. Araştırmacı yazar olmam münasebetiyle pek çok kişi anıt mezarda gömülü kişi hakkında bilgi almak için bana soru sormakta, merak etmektedir. Elimden geldiği kadar ayaküstü kendilerine cevap vermeye çalışmaktayım. Aslında daha önce Alucra’daki ziyaretlerle ilgili hazırladığım bir kitap çalışmasında kendisine yer vermiştim. Fakat bu vesile yazı yazmaya başladığım Alucra Gazetesi’nde de bir yazı yazmaya karar verdim. Bu vesile ile Hacı Osman Nuri Efendi’nin kim olduğunu anlatmaya çalışalım.

Hacı Osman Nuri Efendi, Zıhar (Fevziçakmak) köyünün Gıranmerek Mahallesinde 1837 yılında doğmuştur. (1) Babası Ali Efendi, annesi Fatma Hanım’dır. İlk eğitimini köyde bulunan Zıhar Tekkesinde almış, okuma-yazma ve temel dini bilgileri burada almıştır. Daha sonra Memişoğlu Hacı Yusuf Efendi ve Giresun’un Boztekke köyünde medfun bulunan Hacı Osman Efendi’de okumuştur. Hacıhasan (Gelvaris) köyünde türbesi bulunan Hacı Hasan Efendi ve Çalganlı Hacı Osman Efendi yaşıtı ve okul arkadaşıdır.

Daha sonra yatılı olarak Erzurum’da İbrahim Paşa Camii Medresesi’nde okumuş, hafızlığını da ikmal etmiştir. Zıhar’a döndüğünde babasının vefat etmiş olduğunu ve elli ikisinin okutulduğunu teessürle öğrenmiştir.

1837 yılında 25 yaşında iken 1826 yılında kaldırılan Yeniçeri Ordusu’nun yerine kurulan Asakir-i Mansure-i Muhammediye (Muhammed’in Muzaffer Askeri) Ordusundan sonra, ordunun desteklenmesi ve ülkenin daha iyi savunulabilmesi için 1834 yılında kurulan Redîf-i Asâkir-i Mansûre adıyla bir yedek ordu kurulmuş ve aynı yıl çıkarılan bir kanunnâme ile taşrada redif birlikleri kurulmaya başlamıştır. (2) Bu birliklerin oluşturulmasından sonra “Asâkir-i Mansûre” ifadesinin yerini “Asâkir-i Nizâmiyye” almış ve uzun yıllar bu ikinci şekil kullanılmıştır. Nizamiye kelimesi bugün de varlığını korumakta, kışla girişleri bu terimle adlandırılmaktadır. (3)

Abdülmecid (1839-1861) dönemi, 2. Mahmud tarafından askeri alanda atılan adımların 3 Kasım 1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı ile daha kapsamlı ve kalıcı hale getirildiği bir dönemdir. 2. Mahmud tarafından kurulan Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye adlı yeni ordu, sonraları Asâkir-i Nizamiye veya Asâkir-i Muntazama olarak anılmaya başlanmış, Abdülmecid ise yeni ordunun adını kendi istek ve önerisi ile 14 Haziran 1843’te Asâkir-i Nizâmiye-i Şâhâne olarak değiştirmiştir. 6 Eylül 1843’te İstanbul ve Edirne’de törenler yapılarak Asâkir-i Nizâmiye-i Şâhâne ordusu ile ilgili yapılan son düzenlemeler ilan edilmiştir. Abdülmecid askerlik konusuna ve askeri tesis yapımına çok önem vermiş; hem fermanlar yayınlayarak askerliğin önemine vurgu yapmış hem de inşa edilen kışla ve askeri tesisleri bizzat denetlemiştir. Abdülmecid döneminde Osmanlı İmparatorluğu’nun pek çok bölgesinde Asâkir-i Nizâmiye-i Şâhâne ordusu askerleri için yeni kışlalar inşa ettirilmiştir. (4) Asakir-i Nizâmiye-i Şâhane ordusu için inşa ettirilen kışlalar Abdülmecid’in önemli askeri yatırımlarındandır. Manastır, Tırnova, Sivas, Bağdat, Gümüşsuyu ve Mecidiye kışlaları buna örnektir. (5)

1837 doğumlu olan Eşkizâde Hacı Osman Nuri Efendi, 1834 yılında kurulan Asakir-i Nizamiyye Ordusu’nda tabur imamlığı yapmıştır. Yıllarca Arabistan Ordusu’nda Mekke, Medine, Yemen ve Cidde’de görev yaptıktan sonra memleketine dönmüştür. Memleketi olan Alucra’da da çeşitli görevlerde bulundu. Bunlar tek tek anlatılacaktır.

Ancak tabur imamlığı sürecini biraz anlatmakta fayda bulunmaktadır. 2. Mahmut ordu içinde askeri imamlığı ihdas etti yani kurdu. Bunun başlıca sebepleri bulunmaktaydı. İlki yeniçeriliğin kaldırılmasının da en önemli sebebi olan yeniçerilerin tabi olduğu Bektaşilikteki bozulmadır. Bektaşiliğin yeniçeriler üzerinde yapıcı etkisi kalmadığından yeniçeriler fitnenin başı olmuşlardı. Bu nedenle de mecburen kaldırılmak zorunda kalınmıştır. (6) Diğer sebebi de komutan ve askerlerin kendi imamlarını kendilerinin seçip ücretlerini ödemesi sonucu çok farklı dini akım ve tarikatlardan din adamlarının ordunun içine girmesidir. İşte bunların önüne geçilmek için Bektaşi tekkelerinin şeyleri görevden alınarak yerlerine Nakşibendi Şeyleri atanmıştır. Sünni İslam öğreti ve uygulamalarını esas aldı. Önce her büyük kışlaya cami inşa edildi ve bunlara kadrolu imamlar atandı.

Aslında birliklere kadrolu imam atamasını ilk defa bir başka reformcu padişah 3. Selim gerçekleştirmişti. Ancak Nizam-ı Cedit reformlarının büyük bir isyanla kanlı bir şekilde sona ermesi yüzünden askeri imamlık denemesinin ömrü kısa olmuştu.

2. Mahmut dönemindeki askeri imamlar da askerler gibi kendilerine has üniforma giymekteydi. Zaman içinde onlar için de rütbe ve kademe sistemi tesis edildi. Askeri imamların en önemli görevi, seferde askerlere moral ve motivasyon verip daha gayretli savaşmalarını temin etmekti.

Bunun için barış döneminden itibaren askerlere düzenli dini dersler vermekle mükelleftiler. Çünkü askerilerin çoğunluğu temel dini bilgilere bile haiz değildi. Ayrıca askerlerin çoğu okuma-yazma bilmediğinden imamlar okuma-yazma kursları açmaktan da sorumluydu.

Askeri imamlar 2. Mahmut’un istediği gibi ordudaki dini karmaşa ve anarşiye son vermeyi başardı. Savaşta cephede askerlere moral verdiler ve cephe gerisinde kurallara uygun bir şekilde definleri gerçekleştirdiler.

2 Alucra, Alucra Gazetesi, Alucra Haberleri

Kurtuluş Savaşı’nın son döneminde 35’nci Piyade Alayı komuta heyeti ve tabur imamları

                                      3 1 Alucra, Alucra Gazetesi, Alucra Haberleri4 Alucra, Alucra Gazetesi, Alucra Haberleri

Solda 2. Abdülhamid dönemi Tabur İmamı kıyafeti, sağda 1964 tarihli kıyafet kararına göre Askeri İmam Üniforması

İmamlar, padişah beratı ile hizmete alındıklarından Osmanlı devlet sisteminde askerîden sayılmaktaydılar. Bunlar arasında orduda hizmet görmekte olanlar önemli bir yer tutar. İmamlar sivil hayatta görev yaptıkları yere göre birtakım isimler aldıkları gibi, askeriyede de dini vazifeleri öğretmek için Tabur İmamlığı, Alay İmamlığı, Ocak İmamlığı, Gemi İmamlığı, Alay Müftüsü ve Ordu Şeyhi gibi isimler almışlardır. (7)

Hacı Osman Efendi 4 evlilik yapmıştır. Bu evliliklerden, Siyah Ana’dan (8) Şevket (1882), Fidan’dan Mehmet (1889), Ayşe’den Mustafa (1889), Hatice’den Rıfat doğmuştur. 1865 tarihinde yeni vilayet nizamnamesi gereği Alucra kaza statüsü nahiyeliğe dönüştürülüp Suşehri’ne bağlanmıştır. (9) Bu durum halkı çok yormuş, çok külfet altında bırakmıştır. Bunun üzerine Sivas vilayetine ve Der-saadet de bulunan Sadrazamlığa yıllarca şikâyet dilekçeleri yollanmıştır. Ekşizâde Hacı Osman Nuri Efendi bu süreçte pek çok kez Sivas’a giderek halkın durumunu anlatmıştır. Aynı süreçte Kemah’a bağlanan Gercanis (Refahiye) de Alucra halkının yaşadığı sıkıntıları yaşadığından onların da şikâyetleri söz konusu olmuştur. 1872’de ancak durum düzeltilerek Alucra yeniden kaza yapılarak merkez ittihaz edilmiştir.

Yaşanan bu gelişmelerde Ekşizâde Hacı Osman Nuri Efendi’nin çok katkısı olmuştur. Bu kazanımın elde edilebilmesi için Alucra’nın varlıklı insanlarını Mesudiye Mahallesi’nde ev yapmaya ikna etmiş, kendisi de ev inşa etmiştir. İlk ev inşa edenler Ekşizâde Hacı Osman Nuri Efendi ile birlikte Karaağaç’dan Hamidzade Hamid Ağa, Kemallı’dan Mollaoğlu Durmuş Ağa, Hanzar’dan Mikdatoğlu Süleyman Ağa, Paraklı Yakupoğlu Fazlı Ağa’dır. Bunu hükümet konağı, cami, han, hamam, kahvehane ve fırın yapımı takip etmiştir. Ancak bu hazırlıklardan sonra Alucra’nın merkez ve kaza yapılması sağlanmıştır.

Ekşizâde Hacı Osman Nuri Efendi’nin köylünün mültezimler elinde ezilmesinin önüne geçebilmek için yıllarca düşük bir vergi ile Alucra ve Çamoluk’un (Mindaval’ın) âşarını toplamayı üstlendiği de rivayet edilmektedir.

Alucra’da birçok zikir halkasının kurulmasına öncülük etmiştir. Torul Beşkiliseli Hacı Osman Efendi’ye Alucra’ya yerleştirmiş ve kendi yaptırdığı camiin imamı tayin etmiştir. Ahşap olan bu camii daha sonra ihtiyaca kâfi gelmediğinden yıkılmış ve aynı yer genişletilerek günümüzdeki Alucra Ulu Camii inşa edilmiştir.

Ekşizâde Hacı Osman Nuri Efendi Şiranlı âlim Hacı Mustafa Çorumi Efendi’nin talebesi ve halifelerinden birisidir. Şeyhi gibi Nakşidi/Halidi Tarikatına müntesiptir.

Nizamiye Tabur İmamlığı’ndan sonra Alucra’da Belediye Başkan Vekilliği, 1875’de Tapu Kâtipliği, 1884’de Bidayet Mahkemesi Üyeliği, 1892’den sonra Müstantik yani Sorgu Hâkimliği (Savcılık), 1898’de Meclis İdare Azalığı, Müftülük görevlerinde bulunduktan sonra Havza Kadılığına atanmıştır.

 

5 Alucra, Alucra Gazetesi, Alucra Haberleri

Fi 2 Mart Sene (1)314 (14 Mart 1898) Eşkizade Osman Nuri

 

6 Alucra, Alucra Gazetesi, Alucra Haberleri

Alucra kazası merkezinde mukim nizamiye tabur imamlığından müstafi (ayrılma) Eşkizâde Hacı Osman Efendi’nin alınan ifadesidir.

Fi 2 Mart Sene (1)314 (14 Mart 1898)

 

7 Alucra, Alucra Gazetesi, Alucra Haberleri

Tapu Kâtibi Hacı Osman Efendi

 

8 Alucra, Alucra Gazetesi, Alucra Haberleri

Mahkeme-i Bidayet Hacı Osman Efendi

 

9 Alucra, Alucra Gazetesi, Alucra Haberleri

Müstantik Hacı Osman

 

10 Alucra, Alucra Gazetesi, Alucra Haberleri

Mahkeme Müstantiği Hacı Osman

 

11 Alucra, Alucra Gazetesi, Alucra Haberleri

Ve Meclis İdare Azasında Hacı Osman

 

12 Alucra, Alucra Gazetesi, Alucra Haberleri

Fi 2 Mart Sene (1)314 (14 Mart 1898) Eşkizade Osman Nuri

 

13 Alucra, Alucra Gazetesi, Alucra Haberleri

Der-vilayet-i Sivas Karahisar-i Şarki Sancağı
Muma-ileyh Osman Efendi
Havza kazası naibi olduğu vürud iden (gelen) tercüme-i hal varakasından anlaşılmıştır.
Fi 25 Rebiü’l-ahir Sene 1317 (2 Eylül 1899)

 

14 Alucra, Alucra Gazetesi, Alucra Haberleri

Ekşizâde Hacı Osman Nuri Efendi’nin Alucra Mezarlığındaki Eski Kabri

Eşkizâde Hacı Osman Nuri Efendi’nin hangi tarihte tabur imamlığı görevine başladığı ve ayrıldığı konularında elimizde bilgi bulunmasa da, bu görevde bulunduğunu üstte belgeleri ile acıkmaya çalışılmıştır. Bunda tereddüt yoktur.

Eşkizâde Hacı Osman Nuri Efendi, 1912 tarihinde (10) Ocak ayında Alucra kaza merkezinde vefat etmiştir. O tarihte Alucra merkezi 20 haneden ibarettir. (11) Yoğun kış nedeniyle cenazesi gecikmeli olarak defnedilmiştir. Ömrünü eğitim, devlet hizmeti ve Alucra’ya hizmetle geçirmiş bu zat-ı muhteremin mezarı uzun yıllar kaderine terkedilmiş iken torunun torunu tarafından anıt mezar şeklinde yeniden inşa edilmektedir.

Murat Dursun Tosun

Araştırmacı Yazar

1 KAYNAK : 1892 tarihli bir belgede Ekşizâde (Eşkizâde) Hacı Osman Efendi 55 yaşında olarak anılmıştır.
Murat Dursun Tosun, Alucra, Şebinkarahisar ve Şiranlı Ulemâ, s.11-16
Murat Dursun Tosun, Kaymakamlık Soruşturma Belgelerinde Alucra’nın Sosyal Tarihi, s.288

2 KAYNAK

3 KAYNAK

4 KAYNAK : Özlem İlban, Abdülmecid Döneminde Taşrata Yaptırılan Kışlalardan Bir Örnek: Tırnova Kışlası, Sanat Tarihi Yıllığı Sayı 24, 2015, ss.61-78

5 KAYNAK : Özlem İlban, Saray Değil Kışla: Abdülmecid Döneminde Asakir-i Nizamiye-i Şahane Ordusu Kışlaları, s.799-805

6 KAYNAK : Murat Dursun Tosun, Arşivden Günümüze Yansıyanlar, Yeniçerilik, s.666-754

7 KAYNAK

8 KAYNAK : Arabistan’dan gelirken evlenmiştir.

9 KAYNAK

10 KAYNAK : Nüfus kayıtlarına ulaşılamamış olmakla birlikte Balkan Harbi sırasındaki seferberlikte vefat ettiği rivayet edilmektedir.

11 KAYNAK : Murat Dursun Tosun, Şehrengiz-i Alucra, s.96

YAZARIN FİKRİ MÜLKİYET VE TELİF HAKKI KENDİSİNE VE ALUCRA GAZETESİ‘ NE AİTTİR. İZİNSİZ KOPYALANMASI VE KULLANILMASI YASAL OLARAK SUÇTUR. İZİNSİZ KOPYALANMASI VE KULLANILMASI DURUMUNDA BÜTÜN HUKUKİ YAPTIRIMLAR KABUL EDİLMİŞ SAYILIR. 

ALUCRA’DA BİR ANIT MEZAR, TABUR İMAMI EKŞİZADE HACI OSMAN NURİ EFENDİ

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Alucra Gazetesi, Alucra, Alucra Son Dakika Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

BİZİ TAKİP EDİN, HABERLERİ İLK SİZ OKUYUN