Murat Dursun TOSUN

ALUCRA’DAKİ TARİHİ KALINTILAR VE RİVAYETLER

ALUCRA’DAKİ TARİHİ KALINTILAR VE RİVAYETLER

Alucradaki Tarihi Kalintilar ve Rivayetler Alucra, Alucra Gazetesi, Alucra Haberleri

Hep işitmişizdir, Alucra’nın iklim koşulları çok sert buralarda eski ve köklü bir medeniyet yaşamamıştır, ne üretecekler de ne kazanç sağlayacaklar, yaşamışlarsa da imkânları çok sınırlıdır diye halk arasında söylenir durur.

Bu düşünce yüzeysel olarak haklılık payı taşısa da gerçeği tam olarak yansıtmamaktadır. Günümüzün ihtiyaçları göz önünde tutularak geriye doğru bakılıp bir değerlendirme yapıldığında insan düşüncesinin doğru olduğunu düşünebilir. Fakat geçmiş dönemim insan ihtiyaçları ile günümüz insanının ihtiyaçları arasında dağlar kadar fark bulunmaktadır.

Geçmişte insanların birinci önceliği sığınma, güvenlik, beslenme ve barınma ihtiyacıydı. Bunu asgari düzeyde sağlayabilen aile veya toplumlar yaşamlarını devam ettirerek gelecek nesillere aktarabiliyordu. Okuduğum belgelerde pek çok kez karşılaştığım durumda olduğu gibi hayvanın derisi etinden pahalı idi. Keza başlıca temel gıda ihtiyacı tereyağı ve buğdaydı.

Hayvan da insanlar için en önemli ihtiyaçtı. Öyle ki etinden sütünden istifade edilen sığır, koyun ve keçi bir yana tarla sürmede ve taşımacılıkta kullanılan at, katır ve eşek gibi hayvanlar dahi çok değerliydi. 1900’lerin başında Şebinkarahisar’da bir katır 1000 kuruşa satılırken öküzün çifti 700 kuruşa alınabilmekteydi.

Bu itibarla Alucra hayvancılık ve yaylacılık olarak elverişli topraklara ve bitki örtüsüne dün de bugün de sahiptir. Bu özelliğinden dolayı güneyden Dulkadirli Türkmenleri hayvan sürüleriyle kuzeye yayla için Alucra’ya gelirlerdi. Onların bu gidiş ve gelişleri neticesi Alucra’da kalanlar olduğu gibi sonradan Dulkadirli devletinin Yavuz Sultan Selim zamanında Çaldıran sonrası yıkılması ile Kanuni Sultan Süleyman zamanında getirilerek Alucra’da iskân edilenleri de bulunmaktadır. 1

Hititlerin başkentinin Çorum’da olduğu bilinmektedir. Ancak onların yazlık sarayının
Alucra’da olduğu da kuvvetli rivayettir. Yeri de Karabörk köyü ile Allu (Günügüzel köyü
sınırında bulunan ve Saray Çayırı olarak belgelerde de adı geçen yerdedir. Günümüzde burası
orman halini aldığı için geriye kalan çok fazla bir emaresi yoktur. Yapıda kullanılan kesme
taşları da civar köylerde ev yapımında kullanılmıştır. Aynı Mezmek (İğdecik) köyündeki
Konak tabir edilen yerde olduğu gibi.

Yine bilindiği üzere Hititlerle, Hz. İbrahim çağdaştır. Zaten tarihin ilk yazılı anlaşması olan
Kadeş Antlaşması da Mısırlılarla Hititler arasında akdedilmiştir. Hz. İbrahim’in eşi Hz. Sare
validemiz Anadolu’da Hititlerin misafiri iken burada vefat ederek Çorum’da gömülmüştür. 2
Çorum’da Hz. İbrahim’e ait olduğu değerlendirilen altın kaplama sandığın ele geçirildiği de
basına yansımıştır. 3

Hatta bir rivayete göre Mısırlılarla yapılan anlaşma sonrası hasta olan bir Mısır prensesi tavsiye
üzerine Hititlerin yazlık sarayının bulunduğu Alucra’da şifa aramıştır.
İkizler Tümülüsü Alucra’da bulunan onlarca tümülüsden en fazla bilinenidir. Bu nedenle
tescilli sit alanıdır. Alt tarafındaki Han Tepesi olarak bilinen yer de buna dâhildir. Batı ve
doğusundaki Sivri Tepe ile Kuzkaya Tepesi de tarihi kalıntıların olduğu yerlerdendir. Buraların
Hitit eseri olması muhtemel iken sonraki yıllarda Roma ve Bizans dokunuşlarının da olduğu
tümü birlikte değerlendirildiğinde üstten kuş bakışı hali ile bir Haç görünümünde olması insanı
bu düşünceye sevk etmektedir. Sivri ve Kuzkaya Tümülüslerinde yapılan Kültür ve Turizm
Bakanlığı izinli kazılarda tarih içinde soyulmuş olarak çıkması da buraların geçmiş kavimlerin
de dikkatini çektiğinin en büyük göstergesidir. İkizler Tümülüsü için 1902’de ilk kez kazı izni
istenmiş ve sonradan kaçak kazıların yapılmış olması da bunun delilidir. 4

Yokedilen ve toprak altında çıkarılmayı bekleyen pek çok eser ile Alucra’nın geçmiş kavimler
arasındaki bağlantıyı kurabilmek için kapsamlı ve devlet destekli profesyonel bir ekibin
incelemesine çalışmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Uzak ve yakın tarihin sırları, tüm sırrını
korumaktadır.

Hulasa Alucra çok eski bir yerleşim yeridir. Havasıyla, suyuyla, insanıyla her zaman kendisine
özlem duyurmaktadır.

Murat Dursun Tosun

Araştırmacı Yazar

12.06.2023

 

1 KAYNAK

2 KAYNAK

3 KAYNAK

4 KAYNAK

YAZARIN FİKRİ MÜLKİYET VE TELİF HAKKI KENDİSİNE VE ALUCRA GAZETESİ‘ NE AİTTİR. İZİNSİZ KOPYALANMASI VE KULLANILMASI YASAL OLARAK SUÇTUR. İZİNSİZ KOPYALANMASI VE KULLANILMASI DURUMUNDA BÜTÜN HUKUKİ YAPTIRIMLAR KABUL EDİLMİŞ SAYILIR. 

ALUCRA’DAKİ TARİHİ KALINTILAR VE RİVAYETLER

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Alucra Gazetesi, Alucra, Alucra Son Dakika Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

BİZİ TAKİP EDİN, HABERLERİ İLK SİZ OKUYUN