Murat Dursun TOSUN

ALUCRA’NIN YÜKSEK YERLERİNDEKİ ZİYARETLER

ALUCRA’NIN YÜKSEK YERLERİNDEKİ ZİYARETLER

Alucra ve Ziyaretler Alucra, Alucra Gazetesi, Alucra Haberleri

Yazının başlığı biraz garip gelebilir. Zira izaha muhtaçtır. Alucra’yı şöyle bir gözümüzde canlandırınca bir çanak misali yapısı olduğunu fark etmekteyiz. Civarındaki Aktepe, Karaağaç, Parak, Kemallı, Topçam, Mezmek, Pirilli, Haculu ve Allu köyleriyle çevrelenmiştir. Bu köylerin hepsi de Alucra’dan yüksektedir. Bu durum Alucra’nın bir zamanlar göl halinde olduğu ve Karaağaç boğazının tektonik hareketler yani depremler neticesi önünün açılarak şimdiki haline dönüştüğü rivayetini güçlendirmektedir. Buraya kadar izah edilenler işin bir yönüdür ve iç halkayı oluşturmaktadır.

Başlığımızdaki hususla ilgili olan kısım ise Alucra’nın çevresini kuşatan köylerin dış halkası olarak nitelendirebileceğimiz yükseltilerle ilgilidir. Bunlar batıda Doludere köyündeki Seydi Bekir Tepesi ve Çamlıyayla köyündeki Pir Gaib Tepesi, güneyde Altınoluk (Anastos) yaylasının üstündeki Tûlu Baba Tepesi, doğuda Yeşilyurt yaylasının üstündeki Burga Baba Tepesi ve Karabörk yaylasının üstündeki Abdal Musa Tepesi, kuzeyde Akil Baba Tepesi bulunmaktadır. Sayılan yerlerin arasında da onlarca ziyaretgâh bulunmaktadır.

Ancak bu sayılan yerler oldukça sarp ve yüksek yerlerde olup bu zatların neden buralara defin edildiği asıl cevabı aranması gereken sorudur. Bu ziyaret yerlerinde olduğu farz edilen definlerin yakın zaman öncesine ait olmadığıdır. Yani en az 800-1000 sene öncesine ait mazileri olduğudur. Bu da İslamiyet öncesi Türk inanç siteminin etkisinin buralarda görüldüğü ile ilgilidir.

Bilindiği gibi Türklerde İslamiyet öncesi Gök (Kök) Tengri (Tanrı) inancı bulunmaktaydı. Bu aynı zamanda Mavi Gök anlamına da gelmekteydi. Kök Tengri/Gök Tanrı deyimi Ulu Tanrı, Yüce Tanrı anlamlarına gelmektedir. Elbette bu deyim İslamiyet’in kabulünden sonra Allah
(C.C.) İsmi Celili kullanılmaya başlanmıştır. Hiç şüphesiz en güzel isimler (Esmaü’l-Hüsna) ona aittir.

İşte eski Türk inancındaki bir âdete göre de Kök Tengri’ye yüksek dağ tepelerinde kurbanlarını sunarlardı. Bununla bağlantılı olarak eski Türkler dağların Tanrı makamı olduğuna inanırlardı. Yüksek dağ tepelerinin göklere yakın bulunması, uzaktan mavi renkte görünmesi bu inancın yerleşmesine sebep olmuştur.1

Dolayısıyla Gök Tanrı inancı ile bağlantılı olarak zirve yerlerin yaratıcıya yakın olduğu düşüncesiyle özellikle inanç önderlerini bu gibi yerlere defnetmişlerdir. Alucra’daki durum da buna örnektir.

 

Murat Dursun Tosun

Araştırmacı Yazar

10.06.2023

1 Doç. Dr. Sadettin Gömeç, Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi KAYNAK

YAZARIN FİKRİ MÜLKİYET VE TELİF HAKKI KENDİSİNE VE ALUCRA GAZETESİ‘ NE AİTTİR. İZİNSİZ KOPYALANMASI VE KULLANILMASI YASAL OLARAK SUÇTUR. İZİNSİZ KOPYALANMASI VE KULLANILMASI DURUMUNDA BÜTÜN HUKUKİ YAPTIRIMLAR KABUL EDİLMİŞ SAYILIR. 

ALUCRA’NIN YÜKSEK YERLERİNDEKİ ZİYARETLER

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Alucra Gazetesi, Alucra, Alucra Son Dakika Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

BİZİ TAKİP EDİN, HABERLERİ İLK SİZ OKUYUN