Murat Dursun TOSUN

KIPÇAK TÜRKLERİ VE ALUCRA İLİŞKİSİ

KIPÇAK TÜRKLERİ VE ALUCRA İLİŞKİSİ

alucra gazetesi alucra haberleri giresun haberleri kipcak turkleri ve alucra iliskisi Alucra, Alucra Gazetesi, Alucra Haberleri

Geçtiğimiz günlerde İbrahim Tellioğlu’nun Orta Çağ’da Türkler Ermeniler ve Gürcüler kitabını okuduğumda Kıpçaklarla ilgili daha detaylı bilgilere de sahip oldum. Bunun üzerine daha önce bu konuda yazı yazmış olmama rağmen konuyu Alucra genelinde yeniden incelemeyi uygun buldum. Zira bu konuda yazılı kâynaklarda eksik veya tamamlanmamış yani bir araya getirilmemiş bilgilerin olduğunu gördüm.

Kuman-Kıpçaklar ve Giresun-Sivas Hattı yazımda “Kıpçak Türk boyunun vatanı ise, Sibirya Ovasında İrtiş nehri boyu olarak bilinmektedir. Bunlarda Avrupa’ya girerek Kumanların yerini aldılar ve Slavlaşmamış Peçenek ve Kumanları emirlerine tabi kıldılar. Doğuda kalanları Altınordu Hakanlığı’nın tebaası oldular. Moğol kanı aldılar, fakat sonunda Moğolları Türkleştirerek Türk dilini kabul ettirdiler. XVI. asırda Osmanlılar, Macaristan’ı fethettikleri çağda ise Kuman-Kıpçaklar, Hıristiyan olmakla beraber henüz kitle halinde Türkçe konuşuyorlardı. Bunlardan şarkta kalanlar genelde Müslüman olurken, garptekilerin de Hristiyan olduklarını, 1250’de Mısır-Suriye’de kurulan Memlük Sultanlığı sultanlarının çoğu Kıpçak Türkü bir kısmı Oğuz ve Kuman’dır. Türkçe “Boyar” adıyla anılan Romen soylularının, birçok ünlü Ukran, Rus, Macar soylusunun ve ünlü ailesinin Kuman veya Kıpçak Türkü asıllı oldukları bilinmektedir. Ayrıca Kuman ve Kıpçakların açık ve beyaz tenli ve düz sarışına yakın kumral saçlı oldukları da tarihi şehadetlerinden anlaşılmaktadır.” Diye belirtmiştim. 1

Daha sonraki bir yazımda ise, “İbrahim Sediyani isimli bir yazarın “Şehir ve Köylerimizin Eski Gerçek İsimleri” diye bir kaynağında Alucra’nın eski adının Deşt-i Kıpçak olarak belirtildiğini ifade etmiştim. 2

Ansiklopedik bilgilerde belirtildiğine ve başlık altında kullandığım haritaya göre Deşt-i Kıpçak, Kafkas Dağları’nın kuzeyinde, Dinyester ile İrtiş ırmakları arasındaki bölgenin tarihsel adıdır.

Kıpçak çölü veya Kıpçak bozkırı anlamına da gelir. Heyhat sahrası ya da kısaca Heyhat olarak da bilinir. 3

XIII. yüzyıl başlarında Cengiz Han’ın Büyük Moğol İmparatorluğu’nu kurmasının ardından Cebe ve Subutay komutasındaki Moğol ordusunun hedeflerinden birisi de Deşt-i Kıpçak olmuştur. Moğol ordusu, İrtiş’ten Karpatlar’a (Romanya’ya) kadar uzanan bu geniş sahaya geldiklerinde karşılarında Kuman-Kıpçakları bulmuşlardır. 1223 yılında yapılan Kalka Savaşı sonucunda Kuman-Kıpçaklar, yüz elli yıldan beri egemen oldukları bölge içerisinde en ağır darbeyi Moğollardan almışlardır. 4

Orta Asya’nın batısından başlayıp Tuna Nehri kıyılarına, kuzeyde Orta İdil bölgesine, güneyde Kırım’a kadar uzanan Deşt-i Kıpçak bölgesinde oluşan Türk yazı dili Kıpçakça olarak bilinir ve üç kolda gelişim göstermiştir. İrtiş Nehri yöresinden batıya doğru göç eden Kıpçaklar, bugünkü Rusya ve Ukrayna’nın bütün güneyini ele geçirdiler ve bu topraklarda göçebe bir devlet kurdular. Kıpçakların bölgede kurduğu bu devletin egemen olduğu topraklar Deşt-i Kıpçak olarak adlandırıldı ve 18.yüzyıla kadar kullanıldı. 13. yüzyılda Moğolların Kıpçak egemenliğine son vermesinden sonra bölge Altın Orda Devleti adını aldı. Deşt-i Kıpçak adı da kullanılmaya devam etti. Kıpçak bozkırlarının bir kısmı daha sonra Kazak Bozkırları adıyla anılmıştır. Deşt-i Kıpçak topraklarından değişik bölgelere dağılan Kıpçakların bir bölümü, Mısır’da Bahriye Memlûkleri olarak bilinen hanedanı kurdular. 5

Tarihi süreç içerisinde Gürcü Kralı IV. David (1089-1125) güçlü bir ordu kurmak ve etrafındaki Türkmenleri uzaklaştırabilmek için Kuzey Kafkasya’ya giderek oradaki Kıpçaklarla temas kurmuştur. Gürcü kralının irtibata geçtiği Don-Kuban boylarındaki Kıpçaklar, aynı dönemde Hristiyanlığı benimsemeye başlamıştı. IV. David daha sonra Kıpçak Başbuğu Atrak’ın kızı ile evlenerek güç kazanmıştır. Bu devrede Rus knezlikleri ile mücadele içinde bulunan Kıpçaklar, 1103 yılında başlayan ve on yıldan fazla bir süre devam eden savaşlar neticesinde mağlup olarak Terek bölgesine geri çekilmek zorunda kalmışlardı. Bu nedenle Atrak, damadının daveti üzerine 45 bin aile olarak 1118’de Gürcü illerine göç etmiştir. Bu rakamın 200-300 bin kişi olduğu tahmin edilmektedir. Bu gelişme ile birlikte IV. David, Kıpçak askerlerinden oluşan kendisine bağlı güçlü bir ordu kurmayı başarmıştır. Kurulan 60 bin kişilik ordunun 40 bini Kıpçak askerlerinden oluşmaktaydı. Bu ordu Selçukluları ağır bir yenilgiye uğratmayı başarmıştır. 6

M.Ö. 336’da Çoruh boylarından Hazar Denizine kadar olan sahada Kıpçakların bulunduğu bilinmektedir. 7 Gürcü krallığının yükselme döneminin Giorgi Laşa (1213-1222) zamanında sona ermiştir. 1220-1221’de Moğolların ülkeyi yağmalaması ile başlayan karışıklıklarda bazı Kıpçak grupları ile de anlaşmazlıklar yaşanmıştır. Gence’ye yerleşen Kıpçak oymakları üzerlerine gönderilen orduyu yenmeyi başarmıştır. 1222-1223 yılındaki istila sırasında Ermeniler Gürcülere destek olur iken, Kıpçakların bir grubu Moğollarla birlikte hareket etmiştir. Ortodoks Kıpçak atabeyliğini kuran Sargis zamanla Artvin Çevresi ile Torul’a kadar yayılmıştır. 8

Kıpçakların Torul’a kadar yayıldığı belirtilse de Alucra’nın Deşt-i Kıpçak olarak anıldığını dikkate aldığımızda farklı bir durum ortaya çıkmaktadır. Kumanlarla, Kıpçaklar bazı kâynaklarda bir millet gibi de anılmaktadır.

Ebu Hayyan’ın çağdaşı 14. yüzyılın İslâm tarihçilerinden el-Dimeşkî Altın Ordu topraklarındaki Kıpçak boy adlarını sıralayarak onların hepsinin Türk olduğunu zikretmektedir. Bunlar; Tokus-oba (dokuz oba), Yet-oba (yedi oba), Boruç-oğlu, Bergü, Kangaroğlu, Ançoğlu, Duna, Kara-Baroğlu, Çur-Tan, Kara Börklü, Kotan, Barak, Yimek, Borlu, İleris, Tok, Kumandur, Berendi, Beçene, Uzun, As (Az). 9

Alucra’da Kuman (Koman) köyünün ve köyde Kınık soyadını kullananların bulunması Kıpçak varlığını güçlendirmektedir. Ayrıca üstteki kâynakta belirtildiği gibi Kınıkların içindeki Kara Börklü oymağı da Alucra’nın Karabörk köyünü akla getirmektedir.

Batıdan gelen Hristiyanlığı ve Ortodoksluğu benimseyen Kıpçakların hepsi asimi olmuşlardır. Gürcülerin içinde Gürcü, Ermenilerin içinde Ermeni, Trabzon Komnenoslarının içinde Rumlaşmışlardır. Zamanla bulundukları ana toplumun kullandığı isimleri benimseyen Kıpçaklar aynı dinden olmalarının da etkisiyle yok olup gitmişlerdir.

Orta Asya tarafından gelen ve Müslümanlığı benimsemiş olan Kıpçaklar ise ne Türkçeyi unutmuş ne de benliklerini kaybetmişlerdir. Bu da İslam’ın birleştirici etkisini göstermektedir. İslamiyet kendine tabi olan tebaalarının dinine ve diline karışmadığı için Ermeniler, Rumlar gibi milletler Müslümanlar arasında rahat bir şekilde yaşayabilmişlerdir. Oysa Hristiyanlıkta aynı hoşgörüyü görmek kesinlikle mümkün değildir. Oysa Mora isyanında Yunanlılar dinleri farklı diye bir gecede 40 bin Müslümanı katletmişlerdir. 80’lerde kendileri de Türk olmalarına rağmen Hristiyanlığı benimsemiş olan Bulgarlar içlerindeki Müslümanlara yapmadıklarını koymamışlardır.

Yeniden Kıpçaklar ve Alucra bahsine baktığımızda 1071 Malazgirt Savaşından sonra bölgemiz Danişmentliler ve sonrasında Mengücekoğulları tarafından ele geçirildiğini görmekteyiz. Koman köyünde kayıtlı Danişmetli Çiftliği bulunduğu da unutulmamalıdır. 1075’te Karahisar (Kolonia) bölgesi yeniden Theodore Gabras komutasındaki Trabzon Kommnenoslularının eline geçmiştir. Bu durumun 1140’a kadar devam ettiği düşünülürse bu süre içinde öncekilere ilaveten yine Hristiyan Kıpçakların bölgeye getirilmiş olması muhtemeldir. Bunların izlerini Turpçu köyünde bulunan ve şimdi camii olarak kullanılan eski kilisenin mimarisindeki koçbaşlıklarında daha net olarak görmekteyiz. Zamanla Kıpçaklığı unutulan ve Rum olarak anılan bu topluluklar 1924’deki mübadele ile Yunanistan’a göç ettirilmişlerdir.

Murat Dursun Tosun
08.06.2023

1 KAYNAK
2 KAYNAK

3 KAYNAK
4 KAYNAK
5 KAYNAK
6 İbrahim Tellioğlu’nun Orta Çağ’da Türkler Ermeniler ve Gürcüler, s.93-94
7 Tellioğlu, s.117
8 Tellioğlu, s.98

9 KAYNAK

YAZARIN FİKRİ MÜLKİYET VE TELİF HAKKI KENDİSİNE VE ALUCRA GAZETESİ’ NE AİTTİR. İZİNSİZ KOPYALANMASI VE KULLANILMASI YASAL OLARAK SUÇTUR. İZİNSİZ KOPYALANMASI VE KULLANILMASI DURUMUNDA BÜTÜN HUKUKİ YAPTIRIMLAR KABUL EDİLMİŞ SAYILIR. 

KIPÇAK TÜRKLERİ VE ALUCRA İLİŞKİSİ

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Alucra Gazetesi, Alucra, Alucra Son Dakika Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

BİZİ TAKİP EDİN, HABERLERİ İLK SİZ OKUYUN